Perşembe, Mayıs 20, 2010

Ne istiyorum?

Dün, uzun zamandan sonra aktif bir adım atmaya karar vererek Chris Guillebeau'nun Empire Building Kit'lerinden birini aldım, Emperor-in-Training. Önümüzdeki bir sene boyunca her gün bir e-mail atarak istediğim işe ve hayat tarzına ulaşmamı sağlayacak. En azından plan bu :) Tabii ki bu noktada benim kendimi bu işe ne kadar verdiğim, maillerin üzerinde ne kadar düşündüğüm ve söylenenleri ne kadar uyguladığım önemli bir rol oynayacak, farkındayım.

Bugünkü adımım, beni heyecanlandıran ve işe dönüşebilecek bir şey bulmak. Bunu zaten biliyorum aslında, kartlar ve damgalar. Yaklaşık üç sene önce onları Londra'nın ufacık bir dükkanında gördüğümden beri hayatımdalar. Normalde belki de asla girmeyeceğim bir sokağın dikkat çekmeyen ufak bir dükkanı - tabii ki ilk bakışta. O ilk bakıştan sonra ise dikkatimi çekmeden caddeden dahi geçemez oldum. Sadece orada da değildi bu sefer. Girdiğim her yerde, baktığım her mağazada ya damgalar, ya da onlarla uygulanabilecek fikirler bulmaya başladım. Bundan bir sene sonra gerçekten onlarla ilgili bir mesleğim olabilirse çok mutlu olacağım. Olmazsa da... en azından özlemle internetteki fikirleri araştırıp hiçbir şey yapmamaktansa ilk adımımı atmış ve onlarla ilgili 365 gün geçirmiş olacağım.

Tekrar görüşünceye dek renkli kalın!... :)

Pazartesi, Ekim 26, 2009

çipiro iş başında

15 Ekim'de "bugünden itibaren her gün bir kart yapacağım" yazmışım ama öyle bir şey olmadı maalesef. Çok ilgisiz sayılmam gerçi, şu anda işte bir kartla ilgili çalışıyorum. Diğer yandan da yeni malzeme siparişimi oluşturmaya çalışıyorum. Çok yakında yepyeni fikirlerle geleceğimi umuyorum.

Her gün bir kart şu anda, şu aşamada biraz fazla iddialı olabilir ama yakında geçeceğim işimin başına. Gün içinde yorulduğum için akşam da bir şey yapmak istemediğimi söylüyordum ama bununla yaşamayı öğrenmeliyim. İdeal zamanlar kendiliğinden oluşmuyor, kendiliğinden oluşsalar da çok sık olmuyorlar.

Şu aşamada ilk yapacağım şey, yaptığım bütün kartları ikişer tane yapmak olacak. Biri vermek/satmak üzere, ikincisi ise ne yaptığımı göreyim/portfolyom oluşsun diye. Zevkli de olsa hiçbir şey kendiliğinden oluşmuyor sonuçta ;)

Salı, Ekim 20, 2009

Blog imzam...

Biraz önce http://mylivesignature.com/'dan imza oluşturdum kendime. Artık ne zaman yazsam altında imzam çıkacak ;)

Pazartesi, Ekim 19, 2009

Layout

İlk aşamada yapmam gereken şeyin yazılarım arasında bir tutarlılık sağlamak olması gerektiğine karar verdim, bu nedenle de blogumun görünümünü şöyle bir derleyip toparladım. Artık yazmak daha kolay olacak sanırım :)

Perşembe, Ekim 15, 2009

Harekete geçme zamanı geldi…

"Even if you are on the right track, you'll get run over if you just sit there." — Will Rogers
Aslında bunu dün fark ettim. Bu söz sadece üzerine tuz biber oldu. Harekete geçme zamanı geldi. Neyi sevdiğimi, neyi yapmak istediğimi biliyorum. Tam olarak nasıl ve ne boyutta yapmak istediğimden emin değilim ama emin olduğum adımları yavaş yavaş atarak oraya da ulaşacağıma güveniyorum.

Bugünden itibaren her gün bir kart yapacağım. Madem sevdiğim şey bu, orada oturup durarak kendiliğinden gelişmesini bekleyemem. Daha denenecek çok taktik, kesilecek çok kâğıt, yapılacak çok hata var. Mükemmele denemeden ulaşmak mümkün değil. Ve ulaşmak istediğim yer orası. Eğlenceli bir şekilde.

Perşembe, Ekim 08, 2009

çipiro'nun başlangıcı :)

Biraz önce sevimli bir web sitesi gördüm. “Sevimli” kelimesi aslında pek de web sitesi tanımlayıcı bir kelime değil ama aklıma gelen ilk kelime buydu. Pembe ve turuncu ağırlıklı site çorap, çanta, nevresim gibi ürünler satıyor (LittleMissMatched). İlk bakışta rengârenk ve eğlenceli görünüyor (evet, anlaşılan “sevimli”den başka kelimeler de gelebiliyormuş aklıma biraz düşününce!).

Kendi blogumda neden mi başkasının markasından/sitesinden söz ediyorum? Çünkü bu blog böyle başladı. Her zaman bir şekilde “çipiro”nun blogunu oluşturmak istiyordum aslında ama bu adımı attıran düşünce bu siteyi görmemle ortaya çıktı. Çok basit aslında, bu hale nasıl geldiğini merak ettim. Nasıl başladı, hangi aşamalardan geçti. İlerde bir gün ben ya da bir başkası “çipiro” için bunu merak ederse, gösterecek bir kaynağım olsun istedim.

“çipiro” seneler önce, ICQ zamanında bir arkadaşımla kendimize rumuz ararken ortaya çıktı. İkimiz de orijinal bir isim istiyorduk ve “konçini” ikimizin de hoşuna gitmişti. Aynı ismi alamayacağımıza göre varyasyonlarını yapmaya karar verdik. O günden beri “çipiro” beni mutlu eden, içimi kıpırdatan, zamanla benimle özdeşleşen bir kelime oldu. Umarım sizi de mutlu eder! :)